Oİ MYLOİ - SAKIZ

Sakız adasının simgelerinden birisi de Chios merkezin biraz kuzeyinde deniz kenarındaki değirmenler. Akşam ışıklandırılan bu değirmenlerin hemen bitişiğinde yer alan Oi Myloi restoran da manzaranın tadını çıkartabileceğiniz bir mekan. Baştan söylemem gerek Sakız'da yemek yediğimiz 4 restoran içinde servis olarak en kötü burasıydı ama yemekler vasatın üstünde ve manzara mükemmeldi. Yani servisin her akşam öyle olmayabileceğini düşünüp bir kere daha denenebilir manzaranın hatırına. 



Bu manzarada ne yeseniz güzel gelir zaten ama yemeklere haksızlık yapmayalım çoğu lezzetliydi. Yemeğin başında her zamanki gibi Uzo yerine Spirou denen Yunan içkisini denemek istedik ama pek bize göre değildi. Her Yunan sofrasının vazgeçilmezi Greek Salad ile başladık. Aslında unutmamanızda fayda var; Yunan adalarında siparişleri verince hepsinin hemen hemen aynı anda masaya gelmesine hazırlıklı olun. Bunun için ya siparişi tek tek verin ya da işletmeyi uyarın. Kabak ve Patlıcan kızartmasını bu kadar lezzetli nasıl yaptıklarına her seferinde şaşırıyorum. 



Fava ve balık pastırması vasatın üstündeydi. Ama fava tam tekmil yani soğanlı olsun deyince anladıklarını sanmıyorum. Yunan adalarındaki masalarımızın favorisi ahtapot ızgara kararında sertlikte ve lezzetliydi. Ben ızgara ahtapotun canım ülkemde neden böyle yapılamadığı üzerine bir araştırma yapılmasını istiyorum. Karides ızgara ise yine tam kararında pişmiş ve lezzetliydi. Jumbo karideslerin bir porsiyonu 9 euro ve porsiyondaki miktarı fotoğrafta görüyorsunuz. Yanındaki limonlu sosla birlikte yerseniz tat farklı noktalara gidiyor haberiniz olsun.



Oi Myloi'de balık yemek isterseniz çeşitler çok ve taze ama biz balığa yer kalmadan doymuştuk. Ahtapottan iki porsiyon yediğimiz için olsa gerek. Unutmadan adada kendine özgü Chios Fresh Beer gayet lezzetli ama ben oldum olası Alpha birasını çok seviyorum. Özetle harika bir manzarada denize sıfır bir ortamda biraz aksaya servise rağmen bu restoranı tavsiye ederim. Fiyatlar diğer tavernalardan biraz daha fazla ama bu herhalde manzara parası... 


KEBAPİSTAN DÖNER - ERZİNCAN

ASpor'da anlattığım ZTK maçları sayesinde gitmediğim şehirleri ziyaret etme şansı buluyorum. Bu sezonun hemen başında Sinop'tan sonra yine hiç gitmediğim Erzincan'ı da görmüş oldum. İnanılmaz sıcak bir havada gittiğim için vaktimin büyük kısmını kapalı ve klimalı bir mekanda geçirmeme rağmen akşam uçağa gitmeden meşhur Erzincan dönerinin tadına bakmak için bize tavsiye edilen Kebapistan'ı bulduk. Şehir merkezinde büyükçe bir bahçesi olan mekanda dönerin yanında lahmacun,pide ve kebap çeşitleri de var ama dönerin yeri ayrı. 



Bu bölgenin dönerinin en büyük özelliği yaprak döner olması. Yani içinde kıyma olmuyor ve ince kesilen etler yaprak şeklinde üst üste diziliyor. Kesimi de ona göre farklı yapılıyor. Sahibi ile konuştuğumda dönerdeki etin yüzde 75 dana yüzde 25 kuzu etinden hazırlandığını ve kendilerine özgü bir marinasyonla geceden dizilip beklediğini söyledi. Doğu Anadolu'da etin kalitesi diğer bölgelere göre biraz daha önde olduğundan döner de çok lezzetli oluyor. Sipariş verince masaya önce yancılar teşrif etti. Salata, ezme, haydari ve soğan dörtlüsü ikram olarak veriliyor. Ayrıca açık ayran da ikramlar arasında.



Döner siparişini alırken pilavlı mı pilavsız mı olacağını soruyorlar. Biz az pilavlı tercih ettik. Ayrıca dönerin 1 porsiyonu 100 gram ve siparişi de gramla alıyorlar. 150 gram döner yukarıdaki fotoğrafta görülüyor. et çok lezzetli ve dana-kuzu karışımı tam kararında. Kuzu eti sevmeyenlerin tadını alabilmesi mümkün değil zaten. Kuru değil tam tersine yumuşak ama iyi pişmiş. Yağ oranında da benim damak tadıma yakın bir oran yakalamışlar. Bölgede yetişen hayvanların etlerinin lezzetli olması dönerdeki başarının bence temel sırrı. Restoranda sulu yemek çeşitleri ve kebabın her türlüsü de servis ediliyor. Ben döneri çok beğendim, yemek sonrasında kadayıf ile son noktayı koyabilirsiniz. Eylül 2017 fiyatı dönerin 100 gramı 25 TL.

 

HAŞLAMACI İLHAN - PİRAZİZ-GİRESUN

Son yıllarda maç anlatmak için en çok gittiğim yerlerin başında Giresun geliyor. Güzel doğası ve modern halkıyla her zaman konuksevere olan Giresun'da pide ve balık mükemmel. Ama farklı bir lezzet isteyenlere tavsiyem haşlama olacak. Yeni yapılan havalimanına yakın bir konumda olan Piraziz'de Haşlamacı İlhan işini severek yapan ilginç ve başarılı bir karakter. İlginç yanı İlhan beyin Albert Einstein'a ikiz kardeşi kadar fazla benzemesi. Ama bir haşlaması var ki izafiyet teorisi bile bu lezzeti açıklayamaz. Haşlama deyip geçmeyin yapımı çok meşakkatli. 


Dedik ya İlhan Usta işini severek ve büyük bir zevkle yapıyor. Anlatmasını ve paylaşmasını da seviyor. Haşlamanın bu kadar lezzetli olmasını beklemiyordum ama koca bir tabakta dana eti, patates, havuç ve kırmızı biber ancak bu kadar lezzetli olabilir. Suyunu ayrı tutmak gerek çünkü haşlamayı çorba gibi kaşık kaşık içerken bütün tatların içine geçtiği suyu en lezzetli tarafı. Bu suyun dağdan gelen bir kaynak suyu olması lezzeti arttırıyor. İnanın bir koca tabak haşlama yetmiyor ve bir porsiyon daha sipariş ediyorsunuz. 


Haşlamanın yanında taze domates ve biber ile soğan servis ediliyor. İsteyen bolca maydanoz ekleyerek yiyor. Mutfağa gittiğimizde işin sırlarından birisinin de kapya biberi olduğunu öğreniyoruz. Bolca biber suyun içine atılıyor. Ayrıca masada bulunan acı tohum biber de sevenler için gerçek bir lezzet patlaması yaratıyor. Restoranda sadece haşlama yapılmıyor kurufasulye, kadınbudu köfte ve kızartma gibi yemekler de menüde ama haşlama varken onlar kusura bakmasınlar. Özellikle soğuk kış günlerinde haşlama adeta ilaç gibi geliyor. yemek sonrasında ise fırın sütlaç ve kadayıf ile bu ziyafeti sonlandırabilirsiniz. 


İşini iyi yapan ve tek ürün üzerinde ihtisas yapan işletmeleri çok seviyorum. İlhan Usta hem lezzetli haşlaması hem de hoş sohbeti ile gelen misafirlerine 10 numara hizmet sunuyor. Tavsiyem gidin tadına bakın ve hasta Trabzonsporlu ustamız ile bir futbol sohbeti gerçekleştirin.