EATALY - ZORLU CENTER

İtalyan Mutfağını çok seven birisi olarak en keyif aldığım yemekleri bu tarzda restoranlarda yediğimi söyleyebilirim. Ülkemizde yıllardır isim yapmış İtalyan restoranları var ve bence bazıları çok başarılı ama Eataly konseptinde bir yer açılması için uzun yıllar beklemek zorunda kaldık. Zorlu AVM'de açılan Eataly çok büyük bir alanda hizmet veriyor. Bundan 7 yıl önce Torino'da başlayan zincir ABD ve Japonya dahil tüm dünyaya kısa sürede yayılmayı başarmış. Burayı nasıl tarif ederiz bilemiyorum ama marketi, restoranları ve küçük dükkanları ile bir gastronomi cenneti diyebiliriz. Burada alt katta market büyük bir alanı kaplıyor, üst katta ise 16 restoran hizmet veriyor. 



Burada makarna ve zeytinyağınızı alıp üst katta güzel bir yemek yedikten sonra peynir ve şarabınızı da ekleyip tekrar alt kata inerek kahve ya da dondurma ile günü sonlandırabilirsiniz. İtalyan mutfağı sevenler için burası gerçek bir cennet. Alt katta çok şirin atıştırmalıklar yapan yerler var, ayrıca iyi bir kahve ya da İtalyan dondurması için de alt kat ideal ama ben üst kattaki restoranları yazacağım. Yaz aylarında teras bölümü şahane oluyor. Burada çok geniş alanda tercih yapmakta zorlanacağınız restoranlar yan yana bulunuyor. 



Bu restoranlar içinde seçimi yaparak ona ait kapalı alanda ya da ortak terasta oturabilirsiniz. Deniz ürünleri tercih ederseniz balık tezgahından kendiniz seçim yaparak istediğiniz balığı market fiyatına 15 TL. ekleyerek pişirtme şansınız bulunuyor. Ya da menüde yer alan balıkları seçin. Biz masaya oturunca kesekağıdı içinde taze ekmek ve zeytinyağı geldi. Sonrasında ise Mozzarella Caprese (16 TL) geldi. Yediğim en taze mozzarella diyebilirim. 



Carpaccio da gerçekten mükemmel görünüyordu ve lezzetliydi. Buz gibi birayla ve tadını çok beğendiğim su ile güzel başladık. Unutmadan burada gazlı içecekler satılmıyor yani yemeğin yanında cola içemezsiniz ama ulaşılabilir fiyatla sofra şarabı içebilirsiniz. Pizza ve pasta bölümü de sınıfı geçecek kadar lezzetli ürünler hazırlıyor. Ben o gün Pasta Al Forno (26 TL) yani fırınlanmış makarna yedim. Yediğim en iyi fırın makarna diyebilirim. Burada İtalyan ustaların hazırladığı pizzalar da büyük ilgi görüyor ve çok beğeniliyor. 




Ebru ise o gün balık yemek istedi. Izgara levrek yani Branzino (26 TL) menüye göre mevsim sebzeleriyle servis edilmesi gerekirken kızarmış patatesle geldi. Ama o kadar iyi ızgara edilmişti ve lezzetliydi ki bu küçük detay bile tadımızı kaçırmadı. Porsiyonda balığın iki filetosu da vardı ve doyurucuydu. 



Yemeğin sonunda tatlı isterseniz bir İtalyan klasiği Tiremisu gayet başarılı. Ya da alt kata inerek harika İtalyan Dondurması yeme şansınız var. Ben yediğim bütün ürünleri beğendim. Ama servis her ne kadar iyi niyetli olsa da çok aksıyordu. Hatalı gelen siparişler, geç kalan hatta unutulan siparişler derken tam bir telaş havasında servis yapılması bu güzel ortamda insanı biraz rahatsız ediyor. İçinde domates olmadan gelen Mozzarella için uyardığımızda tabağı alıp düzeltmek yerine "Ben şimdi domates getiriyorum" demeleri hiç şık olmadı. Neyse zamanla düzelir diye olumlu yaklaşalım. 



Harika bir yemek Zorlu'daki diğer restoranlara göre gayet makul fiyatlarla servis ediliyor. Market kısmında ise uygun fiyatlı şarap ya da peynir çeşitleri bulabilirsiniz. İtalya'da gayet hesaplı satılan bazı ürünler burada neredeyse 2 katına satılıyor çünkü vergisi bir hayli fazla. Ben genel olarak burasını çok beğendim zaten hafta içi bile iş çıkışında yer bulmakta zorlanıyorsunuz. Her ay mutlaka bir kere gideceğimize söz verdik. 

Adres: Zorlu Center AVM 34340 Levazım

Telefon: 0212 336 66 00

EFSANE PROF. SADIK USTA - ANKARA

Ankara'ya sık sık maç için gidiyoruz. Her seferinde aynı yerlerde aynı şeyleri yemekten sıkılmıştık ki geçen sezon Türk Telekom'u çalıştıran Haydar Kemal Ateş bize bir yer önerene kadar. "Siz İstanbullular ezberlediğiniz yerlere gidiyorsunuz. kebap yemek için Adana'ya gitmeye gerek yok" dedi ve bizi Prof ile tanıştırdı. O tarihten itibaren bizim ekip ne zaman Ankara'ya gitse Esat'da Prof'un Yeri tek adresimiz oldu. En son kalabalık bir medya grubunu götürdüm ve herkes bayıldı. Büyükesat'ta yokuşu çıkınca hemen sağda yer alan Prof. kebap sevenler için bir cennet...


Önce ustadan bahsetmek gerek sanırım. Sadık Usta Urfalı ve hayatını bu işe adamış. Ankara'da ufacık dükkanında en güzel kebabı yapmaya karar verince tüm detayları düşünmüş ve lezzet için araştırma yapmış. Mesela ocakta kullandığı odun kömürü sadece portakal ağacından bu nedenle etler pişerken kokusu farklı oluyor. Et seçimini doğru yapıyor ve etlerini tek yerden alıyor. Bu arada çoğu Urfalı gibi İbrahim Tatlıses hayranı olan Sadık Usta buu bir takıntı haline getirmiş ve dükkanı açtıktan sonra yıllarca uğraştıktan sonra İbo'yu buraya getirmeyi başarmış. Hayalini kurduğu gibi önceden hazırladığı kırmızı halı ve yüzlerce gül atarak dükkana gelen İbrahim Tatlıses burada yediği kebaba bayılmış. Hatta yarım saat oturacaktı ama 3 saat kaldı diyor ustamız...



Yemeğe dönecek olursak burası salaş ve küçük bir mekan. Masa bulup oturunca eğer bir tercihiniz yoksa garsonumuz hatta bizzat Sadık Usta sizinle ilgileniyor ve "Bize bırakın" diyor. Masaya gelen ikramlarla başlarsak acılı ezme, pişmiş bütün soğan, sumaklı çiğ soğan, harika bir turşu ve üzeri narla kaplı içinde bütün yeşillikler olan salata. Bu ikramlarla karın doyar ama orada biraz durmakta fayda var. Biz ziyafete ciğer ile başladık. Benim hayatımda yediğim en iyi ciğer kebaplardan biriydi. Sadık Usta süt kuzusunun ciğerini kullınadığını söyledi.




Sırada kuzu şiş var. etin iyisinden anlıyorsanız bu ete bayılabilirsiniz. Sadık Usta sunumları özel olarak hazırlattığı büyük sinilerde yapıyor. Oturduğunuz otantik banklar ve masa bile Urfa'da yapılmış ve buraya taşınmış. Sadık Usta'nın spesyali ve bizim gibi her telden çalmazsanız buraya gittiğinizde mutlaka yemeniz gereken şey olan kebap... Adana dahil bu kadar lezzetli kebabı başka yerde yemedim. sabah erken saatlerde işbaşı yapan ve zırh ile eti uzun süre çekerek kebabı hazırlayan ustamız sonunda ortaya bir başyapıt çıkarmayı başarıyor. Adananın porsiyonu çok büyük kesinlikle 1.5 söylemeye gerek yok. 




Kebabın yanında şalgam iyi gider ama ben açık şalgamı çok tutmadım dışarıdan Doğanay aldırdım. Ayran da içinde kaşıkla geliyor ve lezzetli. Unutmayın burada cola satılmıyor. İnternette yer alan bazı yorumlara bakınca buranın pahalı olduğunu düşünenlerin fazla olduğunu gördüm. Lezzet konusunda kimsenin itirazı yok ama fiyatlar biraz yüksek diyorlar. Biz o akşam insan gibi yemememize rağmen adam başı 40 TL hesap ödedik. Normal şartlarda 25-30 TL. ödeyerek kalkabilirsiniz. Bu kaliteye ve bu lezzete diğer kebapçılardan 5-10 TL. fazla ödemeye değer bence... Rezervasyon yapmadan gitmeyin.


Adres: Bağlar caddesi 176 Büyükesat - Ankara 


Telefon: 0312 436 50 52 

SERESERPE KÖFTECİ - BOSTANCI

Bu sayfalarda köftecilerin yeri bir hayli fazla. Hatta zaman zaman twitter vasıtasıyla en iyi köfteci sıralaması da yapıyoruz. Bana gelen öneriler doğrultusunda farklı yerleri de deniyorum. Bostancı'da açılan ve son dönemde hem değişik sunumu hem de köftelerinin lezzeti ile adını duyuran Sereserpe Köfteci de bunlardan birisi. Ankara'da hiç köfte yememiştim daha doğrusu Ankara'nın "meşhur" bir köftesi olduğundan haberim yoktu ama burası Ankara'da büyük bir müdavim kitlesine sahip olduktan sonra İstanbul'a gelmeye karar vermiş. Mekan ilk açıldığında adı 06 Köfteci olduğu için öyle tanınmış zaten resimde de gördüğünüz gibi tenteleri de değiştirmemişler.



Bostancı Köprüsünden sahil yönüne inerken hemen 100 metre sonra sağda yer alan mekan son derece özenli ve temiz. Ama asıl özelliği doğal olması. Tahta masa ve sandalyeler ile doğal dekorasyonu başarılı. Burasını diğer köftecilerden ayıran en önemli özellik çatal,bıçak olmaması. Hemen şaşırmayın doğal dedik ya... Siz masaya oturur oturmaz garsonumuz masaya bir kağıt seriyor. Sonra da kağıdın tam ortasına aklınıza gelecek bütün yeşillikler konmaya başlıyor. Göbek, marul, roka, tere,nane üstüne de minicik turplar ve domatesler. Sonra şefimiz gelerek gözünüzün önünde onları ustaca kesiyor ve doğruyor. Yağ ve nar ekşisi ile şöleni tamamlamak ise size kalmış. 



Bu salataya benim diyen itiraz edemez. restoranın içinde manav reyonu bulunuyor ve bütün malzemeyi orada görebiliyorsunuz. Tabii bu kadar taze ve lezzetli malzeme bulmak çok önemli. Bu salata dağının ardından kızarmış yarım ekmek üstünde servis edilen köfteler çok geçmeden masaya geliyor. Dediğim gibi çatal bıçak yok elle bu ziyafete başlayacaksınız. Köfte dediğinizde çok titiz olurum ama ben bu köfteye bayıldım. Siniri yağı alınmış et ızgarada sürekli çevrilerek pişmiş ve içi sulu kalmış. Tadı da çok güzel. 



Köfte kesinlikle çok ustaca hazırlanmış ve pişirilmiş. Bu servis şekli de değişiklik arayanlar için ideal olmuş. Masanızın ve dükkanın temizliği elle yediğiniz bir ortamda sizi rahatlatıyor. Ben köfte sıralamamı tekrar yapacağım herhalde. Bu arada güleryüzlü personeli yazmadan olmaz. 



Yemeğin ardından kabak tatlısı yemenizi de tavsiye ederim. Çatal olmadığı için kabak tatlısı da küçük küçük kesilerek kürdanla servis ediliyor. Sereserpe Köfteci tam bir konsept yaratmış. Bu işte farklı olmak istiyorsanız özgün olmanızda fayda var. Burası kesenizi de yormayacak bir mekan. Salataya ücret almıyorlar ve adam başı 20 TL civarında ödeyerek tam bir ziyafet çekebilirsiniz. 

Adres: Ali Nihat Tarlan caddesi 87/2 Bostancı - İstanbul 

Tel: 0216 658 77 00

FİNCAN CAFE - BURGAZADA

İstanbul'da yaşayanların çoğu Adalara ayda yılda bir gider. Oysa hemen dibimizde böyle bir cennet olması bizim için büyük şans. Ben özellikle hava güzel olduğunda motora atlayarak adaları dolaşmayı çok severim. Büyükada ne yazık ki Mayıs ayından itibaren özellikle Pazar günleri adım atılmayacak kadar kalabalık oluyor. Heybeli de keza aynı şekilde, benim favorim son dönemde Burgazada... Burası hem sakin hem de yürüyüş yapmak isteyenler için güzel bir parkuru var. Burgazada'da yemek için alternatif çok. Son dönemde ünü artan Kalpazankaya ayrı bir yazı konusu, ama benim size tavsiyem iskelede bitişik balıkçıların tam ortasında yer alan Fincan Restaurant...



Burası Fincan Cafe olarak da biliniyor. Tam bir aile işletmesi ve aslen adalı olan Rasim Sofuoğlu servisle ilgilenirken Girit göçmeni aileden gelen eşi Canan Hanım mutfakta harikalar yaratıyor. Yazın yardıma gelen kızları da ekibi tamamlıyor. İşin içinde Girit mutfağı olduğu zaman mezeler hemen ön plana çıkıyor tabii ki... 1986'dan beri hizmet veren mekan son 8 yıldır çeşitleri arttırarak iddialı bir restorana dönüşmüş. Tabii özellikle hafta sonu olduğunda Rasim beyin dobra dobra söylediği gibi servis biraz yavaşlıyor ama hiç önemli değil.. 



Mezeler arasında kendinizi kaybedebilirsiniz çeşit çok ve hepsi lezzetli ama tarama hemen ön plana çıkıyor. Vedat Milör'e göre yediği en iyi tarama burada yapılıyor. Deniz börülcesi ve Girit Dolma da bence çok iyi. Közlenmiş patlıcanla yapılan salata da süper. Burada midye ile yapılan çok sayıda meze bulunuyor. Midyeleri Rasim bey kendisi çıkartıyor ve güvenle yiyebilirsiniz. Midye Dolması benim yediğim en iyilerinden birisi. Ayrıca midye salatası ve karışık deniz mahsulleri salatası çok güzel. Mezelerde el lezzeti önemli ama kullandıkları zeytinyağının kalitesi de mezelerin bu kadar güzel olmasını sağlıyor. 



Mezeler arasında kaybolmadan ara sıcaklara geçmek gerekiyor. Bence en başarılı oldukları yer ara sıcak. Yazın bütün kalamar gelince ızgara kalamar da yaparlar inşallah ama benim favorim ızgara olsa da kalamar tava da tertemizdi. Taratoru yapmak kolay gibi gözükür ama ayrı sanattır, burada tarator bir harika...Paçanga böreği de güzel ama buradan peynir kroket yemeden ayrılırsanız üzülürsünüz. Kendinize hakim olun yoksa limitsiz kroket yemeniz işten değil. İçinde sadece eski kaşar kullanılıyor. Karides güveç ise masada bayram havası estirebilir. 



Buranın bana göre spesyali güveçte ahtapot. Ahtapotun bütün bir bacağı önce ızgarada kızartılıyor sonra güvece alınarak tereyağında bir süre pişiriliyor. Ortaya çıkan görüntü ve lezzet anlatılamaz. Ekmeğinizi banarak yemezseniz hakkını vermemiş olursunuz. Salata konusunda da iyiler, ben ince kıyılmış roka ve domates salatası severim rokalar tam istediğim gibiydi. Unutmadan yazmak gerek ben tadına bakmadım ama peynirin de çok özel olduğunu söylüyorlar. Ben mezeler arasında sadece levrek simidini biraz yavan buldum. Beğenen çokmuş ama benim damak tadıma hitap etmedi. 



Balık sevmeyenlere harika et pişiriyorlar özellikle pirzola bulursanız kaçırmayın. Ayrıca ciğer tava da burada mutlaka tadına bakılması gerekenlerden. Balık konusuna gelince; buraya av yasağı başlamadan ya da Ekim-Kasım gibi giderseniz mezeyi az tutup balık yiyin ama yaz aylarında balık yerine meze ve ara sıcaklarla masanızı donatın derim. Biz geçen gün olta istavrit ve sardalye yedik. sardalye mevsimi değil ve tatlandırmak için pul biber ve kekik kullanmışlar. Ben yazın balığa el sürmeden ahtapot-kalamar-karides üçgeninde gezeceğim. 



Bu arada masanıza yanaşan kemancı amcaya bir duble rakı koyup küçük bir fasıl yapabilirsiniz. Burası sımsıcak ortamı ile tam bir aile işletmesi. Garsonlarımız hızlı, işini bilen ve güleryüzlü. Rasim bey ise masanıza gelip hem servisi kontrol ediyor hem de sizinle sohbet ediyor. Sakın rezervasyon yapmadan gitmeyin yer bulamazsınız. Toplam kapasite 60 kişi olduğu için rezervasyon şart. Fiyatlar diğer balıkçılarla aynı seviyede, ama lezzet olarak burası bir iki adım önde. 

Adres: Gezinti caddesi No: 8 Burgazada

Telefon: 0216 381 13 50 - 0533 958 75 23

DENİZ PİDE-KEBAP - GÖNEN

Geçenlerde uzun bir aradan sonra baba tarafımdan akrabalarımın yaşadığı Gönen'in Karaağaçalan köyüne gitme fırsatım oldu. 40 senedir gitmediğim köy çok değişmişti ama yemyeşil doğasıyla yine çok güzeldi. Bu vesileyle Gönen'in merkezinde de biraz gezme şansımız oldu. Karnımız acıktığında ise muhtar İbrahim bizi Deniz Pide'ye götürdü. Burada hem pide hem de kebap çeşitleri bulunuyor ama asıl uzmanlık alanları pide. Temiz ve küçük bir dükkanda hizmet veriyorlar.


Masaya oturunca hemen 3 çeşit meze geliyor ikram olarak. Acılı ezme, patlıcan ve yoğurtla yapılan meze ve içinde havuç olan yine yoğurtlu bir meze... Bunun yanında ortaya salata söylemeden geliyor ve içindeki yeşillikler ile domatesin tadı mükemmel. Zaten böyle bir doğanın içinde daha başka birşey olmaz. Pide siparişi verdiğinizde çok beklemiyorsunuz. Biz 3 kişi değişik pideler istedik, böylece hepsinin tadına bakma şansımız oldu. 


Buranın en çok tercih edilen pidesi Mevlana... Kuşbaşı ve kaşarla yapılan Mevlana gerçekten lezzetli. Pidenin hamurunun biraz kalı olduğunu ama asıl lezzetin buradan geldiğini söylemem gerek. Ben Kuşbaşılı söyledim, Gönen'de olunca yani etin merkezinde kuşbaşının ne kadar lezzetli olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım. Kardeşim peynirli istedi ve çok kötü değildi ama etli pideler dururken peynirli yemem...


İstanbul'da pideler daha ufak olduğu için biz 1.5 sipariş ettik ama bitirmemiz mümkün olmadı. Siz aynı hataya düşmeyin çünkü burada porsiyonlar bayağı kallavi... İsteyenlere kebap çeşitleri de mevcut ama dediğim gibi burada pide yenir. Fiyatları da gayet makul.. Hatta bayağı ucuz, 7-8 TL'ye pide satılıyor...


Adam başı 12 TL civarında hesap ödüyorsunuz ve pideler nefis. Buradan çıktıktan sonra çarşıdan Mihaliç peyniri almadan Gönen'den ayrılmayın. 

Adres: Malkoç Mah. Başçeşme Caddesi No: 16 10900 Gönen

Telefon: 0266 762 71 72