İstanbul'un en iyi içkili restoranı hangisi diye soranlara cevap olarak iki yer arasında karar veremediğimi söylüyordum. Bunlardan ilki hep söylediğim gibi "Asmalı Cavit" diğeri ise "Giritli" idi. Ama ikinci kez gittiğim Giritli bu yarışta çok değil ama sadece 1 adım öne geçmeyi başardı. İstanbul'un bana göre en iyi içkili restoranı olarak size Giritli'yi tanıtmam gerek. Bu mekan İstanbul'un tarihi semtlerinden olan Cankurtaran'da denize yakın ama deniz görmeyen bir sokakta yer alan iki katlı bir köşkden ve harika bahçesinden oluşuyor. Yazın bahçesinde oturmak ayrı bir keyif ama ben iki kez kış aylarında gittim. Köşkün üst katındaki yemek salonu da dekoru ile büyülüyor.

İçeride duvarda asılı güzel tablolar ve tavan süslemeleriyle son derece zevkli bir şekilde hazırlanan masalar en baştan üzerinizdeki kötü elektriği atmanıza ve güzel bir gece geçirmenize yol açıyor. Buna bir de benim bugüne kadar gördüğüm en kibar ve işini size fark ettirmeden yapan servis elemanları eklenince size düşen mekanın ve yemeklerin keyfini çıkarmak...
Giritli Restoran adından da anlaşılacağı üzere Ege ve Akdeniz lezzetlerini mutfağında sunan bir yer. Giritli bir ailenin kızı olan Ayşe Şensılay buranın kurucusu ve mutfaktaki şefi... Ayşe hanım "Büyük dedem Girit’den gelmiş. Girit mutfağını da aileye taşımış. Bunu paylaşmak istedim. Ama asıl neden, dünyanın en sağlıklı mutfak olarak yıllardan beri kabul ettiği bir gerçeğin, yani “balık, zeytinyağ, ot = sağlıklı yaşam”ın artık bizlerin de yaşamına yerleşmesine katkıda bulunmak doğrusu..." diyor. 25 çeşit meze siz istediğinizde masaya dizilmeye başlıyor. Bittiğinde ise ortaya inanılmaz bir manzara çıkıyor.

Masada adeta bir kuş sütü eksik. Hangisini anlatmalı ya da hangi mezeyi tavsiye etmeli bilemedim. Benim favorilerim lakerda, Çipez otu, Fava, Turp otu ve tabii ki Girit mezesi. Girit mezesi dedikleri şey kırma acımsı yeşil zeytin. Bunu Bodrum’daki Giritliler hazırlıyorlar, keçi peyniri, sarımsak-ceviz, kurutulmuş dağ otları ve baharat karıştırılıyor, bol zeytinyağı ilavesiyle servis yapılıyor.
Bütün mezeler inanılmaz lezzetli. Ayırım yapmak gerçekten zor. Ufak meze tabaklarında servis edilmesi de sizi yanıltmasın, beğendiğiniz bir meze bitince tekrar isteyerek alabilirsiniz. Ama dikkat edin mezelerle karnınız doymasın çünkü peşinden gelecek olan ara sıcaklar ve harika balıkları kaçırırsınız. Mezelere dönecek olursak barbunya pilaki ve levrek marine de kaçırmamanız gereken lezzetlerden...Bu arada küçücük kaselerde gelen pilavın tadını da çok beğendim. Mezelere başlamadan acıkanlara bire bir...
Giritli'de meze kısmı uzun uzun sürüyor. Bu arada otlu ve lorlu börek gecenin en iyilerinden olmaya aday şekilde servis ediliyor. İçinde değişik otların farklı lezzeti var.
Bu kadar meze ile geçen uzun bir sürenin ardından tam da "Başka ne var" diye sormaya başlarken masaya kalamar, ızgara ahtapot ve gümüş balığından oluşan muhteşem üçlü geliyor. Kalamar güzel, ahtapot ızgara ise tam olması gerektiği gibi yumuşak ve sulu ama bu tabağın kralı gümüş balığı... Olduğu gibi ağzınıza atmanız gereken gümüşlerin lezzetini uzun süredir unuttuğumu fark ediyorum.
Rakı içerken tam olması gerekenler de bunlar zaten. Uzun süredir Yeni Rakı - Yeni Seri tercih ediyorum. Bu arada gümüş balığı çoğumuzun unuttuğu ve uzun süredir yemediği bir balık. Tadına bakınca bir daha bu kadar uzun ara vermeyeceğimi düşünüyorum. Ahtapotun tam da Bodrum usulü yapılması da dikkat çekici. Zaten Ayşe Hanım Bodrum aşığı olduğunu ve yöredeki pazarlardan alışveriş yapmayı sevdiğini hep söylüyor.
Artık yiyecek yerimiz kalmadığı için son olarak masaya gelen barbun ve istavritin ancak ucundan tadına bakabildik ama muhteşemdi. Balığı pişirmeyi iyi biliyorlar ve balık halinin hemen kıyısında taze balık bula gibi bir sıkıntıları da yok zaten. Bu harika yemeğin ardından tatlı olarak masaya küçük sarılmış içerisi elmalı sigara börekleri getirildi. Yağda kızarmıştı ama inanılmaz hafifti ve
üstünde pudra şekeri vardı. Ayrıca fırınlanmış tahin pekmezin
üstünde de elma rendesi ile servis edildiğini gördük.
Giritli Restoranda fiks menü uygulanıyor ve fiyatı limitsiz içki ile
birlikte Şubat 2014 itibariyle kişi başı 115 TL... Bence bu parayı
hakediyorlar. Giritli 24.00'de kapanıyor. İstanbul'un en iyi içkili
restoranı olarak Giritli ilk sırada, bence mutlaka gidilmesi gereken
bir yer...
Adres: Cankurtaran Mh., Keresteci Hakkı Sk No:8, 34122 İstanbul
Telefon: 0 212 458 22 70 - 71
Faks: 0 212 458 22 69
E-Posta: info@giritlirestoran.com