Ankara seyahatlerimizin sıklaşmasıyla birlikte akşam yemeği için içkili güzel bir yer aramaya başladık. Ben en kısa yoldan tavsiye almak için twitter'dan "Nerede ne yemeli" yazdım ve hemen gelen mesajlar arasında Göksu ilk sıraya yükseldi. Burası Ankara'da Kızılay'da Sakarya Caddesi üzerinde eski ve tarihi bir yer. Önceleri "Washington Restaurant" olarak Ankara'nın ileri gelenleri ve bürokratlarına hizmet veren mekan 1989 yılından itibaren isim değişikliği yaparak Göksu olmuş.
Burası akşam güzel mezeler eşliğinde bir iki duble bir şeyler içmek istiyorsanız tam ideal bir yer. Beyaz örtülü masalar ve 1980'li yılların kıyafetleri ile garsonlar sizi şaşırtmasın. Salonda koskoca bir Hitit Güneşi heykeli ve muhtemelen kurulduğu yıldan kalma masa ve sandalyeler ve dekoruyla gerçekten hoş ve nostaljik bir yer.
Biz Şubat ayı olmasına rağmen hava güzel olunca ısıtıcılara da güvenerek bahçe bölümüne oturduk. Masaya hemen gelen garsonumuz işini bilen bir tavırla 10 dakika içinde masayı donatmıştı bile. Bir meyhanenin iyi olup olmadığını ben rakının yanında verdiği beyaz peynirle değerlendiririm. Burada verilen peynir aldığım bilgiye göre Göksu için Yörsan tarafından özel üretiliyor. Peynir süper, soğuk mezeler ise vasatın üstünde. Daha ne olsun başlangıç için...
Sonra methini duyduğumuz ara sıcaklara geçtik. Arnavut Ciğeri üzerine methiye yazacak kadar iyi olmasa da kötü değildi. Yani bu ortamda sohbetle birlikte vasatın biraz üstünde bir ciğer sizi rahatsız etmez.
Buraya gelirken mekanı bize önren arkadaş "Mutlaka tereyağında işkembe kavurma" yemeden çıkmayın demişti. İyi ki söylemiş ben gelen işkembeyi çok beğendim. Çok iyi bir meze oldu. Ayrıca işkembe sevmeyen arkadaşların siparişi olan Kağıtta Pastırma da tavsiye edilecek kadar güzeldi.
Biz mekan kapanana kadar oturduk ve ana yemek söylemedik ama burada et ve balık çeşitlerini güzel hazırladıklarını duydum. Servis çok özenli ve dikkatliydi. İçkiniz bittiği anda garson hemen yanınında bitiyor ekmek tabaklarınız hiç boş kalmıyordu. Bu arada ekmeklerin ortada sepette değil herkesin ekmek tabağında servis edilmesi de güzeldi. Bir 70'lik bir 35'lik ve bir dolu mezeyle birlikte adam başı 65 TL hesap ödedik.
Bu mekanı sakin ve nezih bir yer arayanlara tavsiye ederim.
Ayrıca aynı mekanın Nene Hatun Caddesinde canlı müzik olan şubesi de var.
Kızılay Adresi çok basit. Bayındır 1 Sokak No 22
CEMAL-CEMİL USTA - BURSA
Bursa'nın benim hayatımdaki rolü büyük. 1996'da Olay TV Spor Müdürü olarak 1 yıl boyunca Bursa'da çalışma imkanı buldum ve şehri çok sevdim. Şehri sevdim ama asıl o şehirden birini daha da çok sevdim. Bursa'da basketbol maçında tanıştığım eşimi bana kazandırdığı için bile Bursa benim için çok özel bir yer...
Bursa'da İskender ( Ya da sadece bir yer ismi tescilldiği için şimdi kullanılan adıyla Bursa Kebabı) yemek için gidilecek 2-3 iyi adres var. Ama benim ilk tercihim eski garaj'da yer alan Cemal-Cemil Usta.
Burada İskender yemek ayrı bir keyif çünkü kullandıkları et ve pişme şekliyle diğerlerinden bariz şekilde ayrılıyorlar. Ufacık bir dükkanda adeta alt alta üst üste yenen bir kebap güzel değilse kimse bu eziyeti zaten çekmez. Döner saat 11.00 gibi hazır hale geliyor ve saat 17.00 gibi bitiyor. Bu saatler arasında yer bulabilirseniz mutlaka tadına bakmalısınız.
Burada kullanılan dana eti ve domates sosuyla tereyağı özel olarak hazırlanıyor ve lezzetin sırrı biraz bunlarda. her ne kadar son gittiğimde eskiden olduğu gibi yedikten sonra kendimden geçmesem de hala uzak ara en iyi iskenderi yaptıklarını söyleyebilirim. Tabii alttaki resimde görülen kombinasyon mutlaka olmalı. Yani 1.5 porsiyon kebap, salatalık turşusu, Uludağ gazozu ( İsteyen özel şıra içebilir) ve masada Olay gazetesi...
Burada Uludağ Kebabının porsiyonu 20 TL ama 1 porsiyon diye verilen tabak gerçekten çok ufak. Hatta eskiden ilave olarak bu tabakların kullanıldığını düşünüyorum. Normal bir insan 1.5 yemeden burada doymaz. Bu da 30 TL yapar. Biraz pahalı ama bence değer.
Uzun seneler boyunca şube açmadılar ama sonrasında eski garajın yerine yapılan beton yığını Kent Meydanı'nda ilk şubeyi açtılar. Sonrasında İstanbul Ataşehir ve Ankara'da birer şube daha var. Buradaki etler ve diğer malzemeler hep Bursa'dan geliyor. Henüz burada İskender yemediyseniz mutlaka bir kez uğrayın ve tadına bakın derim.
Sitelerinde daha fazla bilgi var http://www.uludagkebapcisi.biz/
Bursa'da İskender ( Ya da sadece bir yer ismi tescilldiği için şimdi kullanılan adıyla Bursa Kebabı) yemek için gidilecek 2-3 iyi adres var. Ama benim ilk tercihim eski garaj'da yer alan Cemal-Cemil Usta.
Burada İskender yemek ayrı bir keyif çünkü kullandıkları et ve pişme şekliyle diğerlerinden bariz şekilde ayrılıyorlar. Ufacık bir dükkanda adeta alt alta üst üste yenen bir kebap güzel değilse kimse bu eziyeti zaten çekmez. Döner saat 11.00 gibi hazır hale geliyor ve saat 17.00 gibi bitiyor. Bu saatler arasında yer bulabilirseniz mutlaka tadına bakmalısınız.
Burada kullanılan dana eti ve domates sosuyla tereyağı özel olarak hazırlanıyor ve lezzetin sırrı biraz bunlarda. her ne kadar son gittiğimde eskiden olduğu gibi yedikten sonra kendimden geçmesem de hala uzak ara en iyi iskenderi yaptıklarını söyleyebilirim. Tabii alttaki resimde görülen kombinasyon mutlaka olmalı. Yani 1.5 porsiyon kebap, salatalık turşusu, Uludağ gazozu ( İsteyen özel şıra içebilir) ve masada Olay gazetesi...
Burada Uludağ Kebabının porsiyonu 20 TL ama 1 porsiyon diye verilen tabak gerçekten çok ufak. Hatta eskiden ilave olarak bu tabakların kullanıldığını düşünüyorum. Normal bir insan 1.5 yemeden burada doymaz. Bu da 30 TL yapar. Biraz pahalı ama bence değer.
Uzun seneler boyunca şube açmadılar ama sonrasında eski garajın yerine yapılan beton yığını Kent Meydanı'nda ilk şubeyi açtılar. Sonrasında İstanbul Ataşehir ve Ankara'da birer şube daha var. Buradaki etler ve diğer malzemeler hep Bursa'dan geliyor. Henüz burada İskender yemediyseniz mutlaka bir kez uğrayın ve tadına bakın derim.
Sitelerinde daha fazla bilgi var http://www.uludagkebapcisi.biz/
PAPAĞAN ÇİĞ BÖREK - ESKİŞEHİR
Geçen hafta Basketbol Türkiye Kupası maçları için Eskişehir'e gittik. Güzel ve keyifli bir turnuva oldu ve Eskişehir'i çok beğendim. Yılmaz Büyükerşen'in yarattığı mucize ile Anadolu Üniversitesi'nin modern yüzü birleşince genç ve aydınlık yüzlü bir şehir ortaya çıkmış. Eskişehir denince akla gelen ilk yemek ise "Çiğ Börek" ya da onların yazılmasını istediği şekliyle "Çibörek"
Papağan Çiğ Börek bu konuda ilk akla gelen yer ve gerçekten işi biliyorlar. Ufak bir dükkan ve günün her saatinde kapıda biraz beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Ama emin olun beklediğinize değecektir. Tam çarşıda merkezi bir konumda olan dükkan eski ama önemli olan masaya gelen lezzet.
Burada çeşit yok. İsteyene malzemesi bol seçeneği var ama yoğunlukta onu da çıkartmıyorlar. Siz masaya oturup sıcak sıcak gelen çiğböreği beklemeye başlayın en iyisi. Çiğ Börek çok lezzetli ve insan kendini kontrol edemiyor yemeye başlayınca...
Bu mekana uzun ömürlü olması nedeniyle "Papağan" ismi verilmiş. Ayrıca çiğ börekte kullanılan kıymanın mutlaka çiğ olması gerektiğini söylüyorlar. Bir de buraya gidince "Başka neli var" diye sormayın çünkü çiğ börek sadece kıymalı olurmuş.
Böyle yerleri çok seviyorum. Tek bir şey yap onu da mükemmel yap. Papağan'da fiyatlar da tam kesenize uygun. 4 çiğbörek ve 1 ayrana 6 TL vererek çıkın. Bu arada Eskişehir'de 4 çeşit yemek ve salata ikramımız tabelsı asan lokantada bunlara sadece 5 TL ödendiğini görünce de ufak bir şaşkınlık yaşadım.
Papağan Çiğ Börek bu konuda ilk akla gelen yer ve gerçekten işi biliyorlar. Ufak bir dükkan ve günün her saatinde kapıda biraz beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Ama emin olun beklediğinize değecektir. Tam çarşıda merkezi bir konumda olan dükkan eski ama önemli olan masaya gelen lezzet.
Burada çeşit yok. İsteyene malzemesi bol seçeneği var ama yoğunlukta onu da çıkartmıyorlar. Siz masaya oturup sıcak sıcak gelen çiğböreği beklemeye başlayın en iyisi. Çiğ Börek çok lezzetli ve insan kendini kontrol edemiyor yemeye başlayınca...
Bu mekana uzun ömürlü olması nedeniyle "Papağan" ismi verilmiş. Ayrıca çiğ börekte kullanılan kıymanın mutlaka çiğ olması gerektiğini söylüyorlar. Bir de buraya gidince "Başka neli var" diye sormayın çünkü çiğ börek sadece kıymalı olurmuş.
Böyle yerleri çok seviyorum. Tek bir şey yap onu da mükemmel yap. Papağan'da fiyatlar da tam kesenize uygun. 4 çiğbörek ve 1 ayrana 6 TL vererek çıkın. Bu arada Eskişehir'de 4 çeşit yemek ve salata ikramımız tabelsı asan lokantada bunlara sadece 5 TL ödendiğini görünce de ufak bir şaşkınlık yaşadım.
FİSH - CEVAHİR AVM
AVM kavramı son 20 yılda hayatımıza girdi. Özellikle hafta sonları her geçen gün sayısı artan bu devasa mekanlar tıklım tıklım doluyor. Gezmek için AVM'ye gitmek benim için hala şaşırtıcı olsa da bazen gerçek amacı olan alışveriş yapmak için gidiyorum. Cevahir AVM ise biraz daha ferah yapısı ile daha az boğucu bir yer. Burada yemek için bir alternatif ararken tamamen tesadüfen oturduğumuz bir mekanı bu kadar beğeneceğim aklıma gelmezdi. Özellikle deniz ürünlerini sadece belli balıkçılarda yemeye alışan biri olarak Fish beklentilerimi fazlasıyla karşıladı.
En üst katta olan ve kardeş kuruluşu "Sofia" ile yan yana bulunan "Fish" önce temizliği ve personelin güleryüzü ile sizi çekiyor. Ama dediğim gibi özellikle bir AVM'de balık ve deniz ürünü yemek her zaman soru işareti. Fish bunu ortadan kaldırıyor. Fast-Food Balık işi daha önce dünyaca ünlü North-Sea ile denendi ama tutmadı. Fish bunun çözümünü biraz daha yerel tatları işin içine katarak çözmeye çalışıyor.
Balıklar çok uygun fiyatlara satılıyor. Mesela Çipura 14 TL'den veriliyor ve tabakta patates ve salata da var. Ben hamsi tava istedim ve onun fiyatı 9.95'di. Ayrıca balıklar hızlı hazırlanıyor ve servisi de vasatın üstünde. Bize ikram edilen kalamar tava ise fena değildi. Hamsiye gelince pişirmesi basit gibi gözüken ama aslında hafif ve lezzetli olması için özen gösterilmesi gereken bir balık. Fish'de yediğim hamsi tava bir çok balıkçıdan daha güzel ve hafifti.
Tabakta patates kızartması ve roka ile servis ediliyor. Somon ve Levrek de tercih edebilirsiniz. Ayrıca isteyenlere harika bir salata büfesi ile yanına güzel bir lezzet katmak mümkün.
Servisi ve personeli de çok beğendim. İşlerini özenli yapmaya dikkat ediyorlar. Burada ayrıca deniz mahsüllü makarna ya da istediğiniz başka bir sosla da makarna hazırlanabiliyor. Bir başka şubeleri de Göztepe'de Optimum'da bulunuyor. Eğer yolunuz Cevahir'e düşerse ve yemek için mekan seçmekte zorlanıyorsanız mutlaka tavsiye ederim.
En üst katta olan ve kardeş kuruluşu "Sofia" ile yan yana bulunan "Fish" önce temizliği ve personelin güleryüzü ile sizi çekiyor. Ama dediğim gibi özellikle bir AVM'de balık ve deniz ürünü yemek her zaman soru işareti. Fish bunu ortadan kaldırıyor. Fast-Food Balık işi daha önce dünyaca ünlü North-Sea ile denendi ama tutmadı. Fish bunun çözümünü biraz daha yerel tatları işin içine katarak çözmeye çalışıyor.
Balıklar çok uygun fiyatlara satılıyor. Mesela Çipura 14 TL'den veriliyor ve tabakta patates ve salata da var. Ben hamsi tava istedim ve onun fiyatı 9.95'di. Ayrıca balıklar hızlı hazırlanıyor ve servisi de vasatın üstünde. Bize ikram edilen kalamar tava ise fena değildi. Hamsiye gelince pişirmesi basit gibi gözüken ama aslında hafif ve lezzetli olması için özen gösterilmesi gereken bir balık. Fish'de yediğim hamsi tava bir çok balıkçıdan daha güzel ve hafifti.
Tabakta patates kızartması ve roka ile servis ediliyor. Somon ve Levrek de tercih edebilirsiniz. Ayrıca isteyenlere harika bir salata büfesi ile yanına güzel bir lezzet katmak mümkün.
Servisi ve personeli de çok beğendim. İşlerini özenli yapmaya dikkat ediyorlar. Burada ayrıca deniz mahsüllü makarna ya da istediğiniz başka bir sosla da makarna hazırlanabiliyor. Bir başka şubeleri de Göztepe'de Optimum'da bulunuyor. Eğer yolunuz Cevahir'e düşerse ve yemek için mekan seçmekte zorlanıyorsanız mutlaka tavsiye ederim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)