KAPTANOĞLU - ÇEŞMEALTI - URLA

3 günlük İzmir-Alaçatı seyahatimizin son durağı olarak Urla'ya geçerken uğradık. Urla merkezde Pier'de kahve içerken adaşım Barbaros beye balık için manzaralı bir mekan sorduğumuzda bize doğru adres olarak Çeşmealtı tarafında Kaptanoğlu Balık'ı önerdi. Ekim'in son günlerinde güneşli ama ayaz bir havada kapalı mekan aradığımızı bildiği için ideal olacağını ekledi. İyi ki göndermiş... Denize sıfır konumda iskele üzerine kurulu mekan camla kapanmış ama manzarası harika. Yazın hem camlar hem de tavan açılıyor. Öğle saatlerinde mekan boştu ama bize söylenen yazın burada masa bulmanın zor olduğu şeklinde, kış aylarında da akşamları doluyor. Girişte yer alan balık tezgahında taze balıkları seçerken fiyatlarının üzerinde yazması çok güzel. 


Balık restoranlarında "Acaba ne hesap gelecek" derdine böylece son vermiş oluyorlar. Biz 14.30 gibi gittiğimiz için balık ve salata isteyeceğimizi belirttik ama benim gözüm akşam için hazırlanan mezelere takıldı. Ege'nin incisi Şevketi Bostanı görünce istemeden edemedim. Bu ot sadece Ege'de bulunuyor ve tadı inanılmaz. Sıcak-soğuk her türlü yapılıyor ama burada haşlanarak sıcak servis ediliyor ve üstüne sarımsaklı yoğurt ve salça sosu ile zenginleştiriliyor. Gerçekten muhteşemdi. Diğer mezelere göz atınca ot çeşitlerinin fazlalığı dikkatimi çekti. Mezeler güzel gözüküyordu ve webde yorumlara bakınca beğeni düzeyinin yüksekliğini gördüm. 


Roka salatası ince doğranmış ve lezzetliydi. Balık olarak tekir istedik. Ege tekiri ile bizim İstanbul'da yediğimiz Karadeniz tekiri arasında çok fark var. Ege'de yediğiniz tekir deniz kokuyor. Balıklar tam kararında tava yapılmış ve çok lezzetliydi. Balığı pişirmeyi bilmek de bir restoran için en önemli özellik. Tekirin yanında dil ve lagos da burada en fazla tercih edilen balıkların başında geliyormuş. Çipura ve Levrek her zaman var. Bu tekirin tadını nasıl anlatacağımı bilemiyorum ama son yıllarda daha güzelini yemedim.


Ara sıcaklarda ahtapot ızgara ve kalamar güzel. Restoranın yan duvarında akvaryum yapılmış ve o akvaryumda yazın kalabalık mevsimde ahtapot, yengeç ve kalamarları yüzerken canlı canlı görmeniz mümkün. Balıkların bazıları da akvaryuma atılıyor. Kış için ortada ve yan tarafta iki şömine yeni eklenmiş. Rahmetli Süleyman Beyin kurduğu ve artık buranın sembolü olmuş restoran bir süre kapalı kaldıktan sonra aynı anlayışla ve tecrübeli kadrosuyla tekrar müdavimlerine hizmet veriyor. Servis çok özenli ve güleryüzlü. Yemek sonrasında dondurmalı irmik ikram ediyorlar. İrmik ancak bu kadar güzel olabilir. 


Fiyatlar 20 dakika mesafedeki Alaçatı ve Çeşme'nin yanında inanılmaz hesaplı. Biz 600 gram tekir, şevketi bostan, salata ve meşrubata 70 TL hesap ödedik. Tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder