Yıllardır Trabzon'a giderim ama her defasında yeni bir lezzet durağı beni şaşırtmaya devam ediyor. Bu seyahat öncesinde yaptığım araştırmada damak tadına çok güvendiğim Oburcan'ın sitesinde paylaştığı gizemli bir balıkçıya gitmeye karar verdim. Bu balıkçı için şehir merkezinden yaklaşık 20-25 dakika yol yapmanız gerekiyor. Akçaabat'ı geçtikten sonra Salacık'a gelip solunuza bakınca iki ufak baraka göreceksiniz, tabela falan yok bulamazsanız çevredekilere sorun gösterirler. Mekanı bulup arabanızı park edince "Salaş Balıkçı" sözünün burada icat edildiğine yemin edebilirsiniz. Ama sıkı durun harika lezzetler sizi bekliyor.
Mekan bu, karşınıza çıkan ilk manzara da bu... Ana kulübede cam kenarında bir yer seçip oturabilir ya da aşağıdaki küçük kulübede ayrı takılabilirsiniz. İkisinde de soba var. Masada örtü yerine kağıt serilmiş, salaş ama tertemiz bir ortam. Sipariş vermeden masanıza ikramlar gelmeye başlıyor. Girişteki sobada üstte çay demlenirken altta patates közleniyor. İşte o patates, mevsimine göre lahana ya da diğer turşular, lor peyniri, yaprak sarma ve ortadan dörde bölünmüş soğanla biraz yeşillik masaya konuyor. Ekmeği anlatmaya gerek yok burası Karadeniz hem Mısır Ekmeği hem de normal ekmek bir harika. Kendinizi tutun çünkü ikramlar biterse takviye yapılıyor...
Ben patatese bayıldım, sarma çok iyi soğanlar ise uzun süredir görmediğim kadar tatlıydı. Bunun üzerine masaya bir de mücver geldi, benim yediğim en iyi mücverlerden birisi desem abartmış olmam herhalde...Balık sipariş edecekseniz buranın spesyali olan levrek buğulama söylemeden geçmeyin derim. Ben çok sevmem ama burada yediğim başka bir boyuttaydı. Bol tereyağında bol domates sosu ve karalahana ile sunulan levrek buğulamayı çatal falan kullanmadan ekmeği banarak yemeniz daha doğru olacaktır. Bu tam bir başyapıt inanın...
Balığa doymak için doğru yerdesiniz inanın. Bilenler vazgeçemiyor ama Trabzon'da çoğu insan burasının varlığından habersiz. Biz basketbol maçı için gittik ve yanımda İsmet Badem ve muhabirimiz Ejder vardı. Onlar da bayıldı. Levreğin tadı damağınızda kalacak ama acele etmeyin Karadeniz'de tadı bir başka olan Mezgit ve tabii ki Hamsi de masaya geliyor. Mezgitler o kadar taze ki deniz kokuyor. Mısır ununun tadıyla her iki balık çabucak tüketildi. Yanında soğanı korkmadan çekinmeden yiyin, tadı böyle çıkıyor... Balık pişirmek maharet ister, burada hem balıklar taze hem de pişirmeyi çok iyi biliyorlar. Mutfak ve serviste çalışan hanımlar işin uzmanı.
Balıkçı dediğimiz zaman İstanbul'da genelde ne hesap vereceğinizi bilmediğiniz ve deniz ürünlerine pırlanta muamelesi yapan yerler geldiği için burası bir cennet adeta. Balık çeşitlerine çinekop ve palamut da eklenebilir. Ayrıca hamsiyi tepside buğulama olarak da hazırlıyorlar. Deniz ve lokanta arasından yol geçiyor ama manzara falan umurunuzda olmayacaktır. Servis çok hızlı ve adeta evlerine gelen misafiri ağırlıyorlar. Balık ziyafeti bitmesin istiyorsunuz.
Yemek sonrasında tatlı olarak lokma ve kabak tatlısı sunuluyor. Ben lokmayı çok beğendim. Uzun süredir bu kadar lezzetli lokma yememiştim. Çay ise muhteşem, zaten bu bölgede kötü çay yaparsanız adamı tefe koyarlar. Sobada demlendiği için herhalde tadı bir başka güzel geldi. Hesaba gelince; bu kadar balık ve ikramlarla adam başı 40 TL hesap geliyor.. ( Ekim 2014) Trabzon'a yolunuz düşerse biraz yol gitmeyi göze alıp Dam Balık'a uğramanızı tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder